Sevgiyi bir silah, uyuşturucu pazarlar gibi sözde hocası tarafından sevginin, aşkın pazarlanması. Evet yanlış tahmin etmiyorsunuz Sena Düzgün’den bahsediyorum.
Zararlı bir
parazit gibi kullanıp atmak; kızın duygularını alt üst etmek ve netice belli.
Yarı yolda bırakılmış bir hayat.
Belki de kızı
bir nikah ile kandırmak ve herşeyi yoluna yordamına göre sözde sevgisini satışa
çıkarmak. Herşeyi bir kızı kullanmak için yapmak; ahlaksızca, adice.
Sözde dini
kimliğini kullanarak zor durumda bırakmak ve dini de satışa çıkarmak ve yine
bunu da bir kızı kullanmak için yapmak; ahlaksızca, adice.
Çekilen bir dert
değil adinin yaptığının cezasız kalması, sadece ihraç mı; yetmez.
Eksik olan
koskoca şey yerini bulması için açılan ama belki de delil yetersizliğinden kapanacak
olan dava.
Kesin olması
gereken şey nedir? Acımasızca verilecek olan ceza.
Mesele
üniversitelerin isminin kirlenmemesidir, hocaların zan altında kalmamasıdır
aynı zamanda.
Eden bulur
elbette ama verilecek ceza niyetleri destursuz olanları da frenleyebilmelidir.
Kötünün cezasız
kaldığı bir kara düzen devam etmemelidir.
Öyle bir yerden
vurulmalıdır ki kendisi, yaşayacağı ömür boyu vicdan azabı ya da dar ağacı olmalıdır.
Yok öyle namerde
bir tutam af…
İsmail Bal
07. 06. 2026
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder