İnsan canını sayıya
indirgemekten, şu bölgede şu kadar insan hayatını kaybetti şu bölgede ise
bundan daha fazla insan hayatını kaybetti diyerek daha az can kaybının
yaşandığı yerde, keşke daha fazlası yaşansaydı demenin gerekçesinin asla
olmayacağı düşüncesindeyim. Ondan dolayı terörizmin hiçbir masum cana kıyamaz
hale gelmesi, yani bitirilmesi gerekliliği temennisindeyim. Ancak bu temenninin
gerçekleşmesi için bir faaliyet gerektiği de ortadadır.
İnsan canına, bir
bölgede diğer bölgelere oranla daha fazla kıymet verilmesini de asla anlamam.
Dünya insanlığı ve dünya devletleri terör olaylarına aynı oranda tepki
vermesini bilmelidir. Çünkü dünya üzerinde yaşamını idame ettiren her bir insan,
terörist değilse, kıymetlidir. İnsan olmanın temelinin dayandığı noktalardan
birinin de bu olduğunu düşünüyorum; insan canına kıymet vermek. O temeli
kaybettiğimiz de vahşet yanıbaşımıza gelinceye kadar can kayıplarına kör, sağır
ve dilsiz kalmaya başlamışız demektir. Bu ise kelimelerle açıklanması güç olan
hazin bir durumu ortaya çıkarır. O zaman herbir cana verdiğimiz kıymeti ayırt
etmeksizin savunursak insanlıktan çıkmayız.
İnsanlıktan çıkmazsak insanlığımızı savunabiliriz.
O vakit dünya insanlığının
sahip olması gereken ideal bir düşünceye ihtiyacı var; herbir dünya insanının
birbirinin canını savunması. Farkında mısınız, dünya üzerindeki genel
ideallerimiz ne kadar da aşağılara düşmüş; canları savunmak. Hem de
küreselleşmiş bir dünyada, birçoğumuzun birçoğumuzdan her an haberdar
olabildiği bir çağda bizler birbirimize sahip çıkmaktan aciz bırakılmışız.
İnsanlık olarak bile bile bu düşünceye kapıldığımızı düşünmüyorum;
sorgulamadığımız için, farkında olmadan temel değerlerimiz değişmiş ya da değiştirilmiş.
Değiştirilen temel değerler ise dünya insanlığını duyarsızlaştırmış. Soyut bir
kavram olan "acı" kavramı yanıbaşımıza gelip somutlaşıncaya kadar
uğranılan temel kayması nedeniyle insanlık tarafından çok fazla umursanmamış.
Bütün bu olanlara hayatı somutlaştırma çabası eklenince, insanlık için
çok değerli olması gereken soyut kavramlar hayatımızdan bir bir çıkmaya
başlamış. Elbette bunun çeşitli nedenleri var. Ancak insan, yaratılışındaki
sevgi hissiyatı sayesinde insanlık namına kendisinin harekete geçmesini
engelleyen nedenlerin farkına varıp bu nedenlerden silkelenebilecek kadar -eğer
isterse- vicdanı ve aklı vardır. Mevlana'nın güzel bir sözü var: "Balık
denizin dışında yaşadığı müddetçe azaptadır." O zaman insan için şunu söyleyebiliriz: İnsanlar
birbirini sevmediği müddetçe azapta olur.
Balık nasıl denize ihtiyaç duyarsa insan da sevgiye ihtiyaç duyar.
Sevmediğim bir cümle
var: "Bu dünya böyle gelmiş böyle gider." Aslında herkes bir önceki
cümlenin yerine; bu dünya böyle gelmiş daha güzele gitmeli dese, hergün
zihninde oluşan farkındalıktan daha farklı farkındalıklar elde edecek ve bu
sayede dünyası, ülkesi ve yaşadığı bölge üzerindeki gerçekleştirdiği
fiiliyatlar farklılık arz edecektir.
Maalesef şimdilerde geldiğimiz nokta ise; bu dünya böyle gelmiş inşallah
daha kötüye gitmez. Bu son cümlenin zihinlerde yer etmesi ise hiçbirşeyin
düzelmesini sağlayacak bir etki oluşturmamaktadır. Neden mi? Çünkü insan faaliyetlerini eylem
dışı yapan, suçu dünyaya atan vicdanlara
sorumluluk yüklemeyen bir cümle olduğu için. Çok güzel bir kelime bütünü
geçti; "vicdanlara sorumluluk yüklemek". İnsanlar olarak şucu bucu olduğumuz için değil bütün insanlığın canına
kıymet verdiğimiz için, bütün dünya insanlığının vicdanlarına sorumluluk
yüklemesi gerekiyor.
Evet, ilk paragrafın son
cümlesinde "bir faaliyet gerekliliğinden" bahsetmiştik. Dünya
insanlığının faaliyeti ise her nerede masum bir cana kıyılırsa kıyılsın bu
duruma tepki gösterecek şekilde vicdanlarımıza sorumluluk yüklemekten
geçmektedir. Örneğin PKK / PYD El-Bab'a yakın zamanda saldırdı ve siviller
yaralandı. Dünya insanlığı bunun içinde ayağa kalkmalıdır ki terörizm güçlenip dünya düzenini bozmasın.
Tıpkı DEAŞ'ın yapmak istediği faaliyetleri yapmaya başlamasın.
Ancak PKK/PYD bölgesel
bir terör örgütüdür cümlesi akıllara geliyorsa diyeceğim şudur: DEAŞ'ta ilk çıktığında bölgesel olarak
hareket eden bir terör örgütüydü. Ancak dünya ülkeleri gerekli tedbiri zamanında
almadığın da ne aşamalara ulaştığını dünya insanlığı olarak hep birlikte gözlemledik.
Coğrafya açısından yakınımızda olması dolayısıyla nasıl DEAŞ'ı yakından
tanıdıysak ve yaptığı terörist eylemlerle dünya tanıdıysa uluslararası
araştırmaların da hepsinin aynı olduğunu söylediği PKK/PYD ve uzantılarını da
iyi tanıyoruz; masum canlara kıydıklarını biliyoruz. Bu dünyada özgürce hareket
etmek, insanlık değerlerimizi yitirmek istemiyorsak, herbir canın bu dünya için
bir kıymet olduğunun ve yaşama hakkının olduğunun farkında isek; dünyanın her
neresinde olursa olsun kurulan terör örgütü küreseldir. Çünkü masum bir insanın
hayatını kaybetmesi aynı zamanda dünya insanlığının acı bir kaybı olduğuna göre,
o masum cana kıyan terör örgütünün küresel bir terör örgütü olarak görülmesi
için bu durum geçerli ve yeterli bir nedendir.
Dünya insanlığı her masum cana kıyan örgütleri küresel terör örgütü olarak görürse mensup olduğu demokratik devletler de böyle görürler. O
zaman bütün dünyada terörizm daha çabuk son bulur. Türkiye bütün dünya
insanlığına değer verdiği için terör örgütleriyle ayırt etmeksizin mücadele
ediyor. Ondan dolayı böyle bir ülkenin mensubu olduğum için Allah'a şükrediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder