PYD kurulduğu günden bugüne terör üreten bir oluşumdan
başkası değildir. Her ne kadar kendisini sivil kanat olan PYD olarak tanıtsa da
bunun gerçek olmadığını yine kendisi kanıtlıyordu; YPG gibi bir silahlı oluşuma
sahip olmasıyla. Her sivil örgütün silahlı bir oluşuma sahip olması dünya
literatüründe normal karşılanabilir bir durum değildir. Nitekim PYD - YPG
oluşumu da dünya açısından bu unsuru açığa çıkaran önemli bir etkendi. Bu etkeni
Türkiye her platformda dile getirmiştir. Bu dile getirmenin amacı elbette
sadece kendi sınır güvenliğini korumak değildi. Böyle bir yapının olması sadece
Türkiye'yi değil bu yapıya yakın olan bütün ülkeleri ve doğal olarak dünyayı
etkilemekteydi. Nasıl olduğu gayet açık:
Bu yapının ürettiği uyuşturucuydu ve doğal olarak satacağı ürün de uyuşturucu
olduğundan dolayı sattığı üründen para kazanmaktaydı. Uyuşturucu ise kimlere
ulaşıyorsa oraları zehirlemekte ve önü alınamaz bir sarmalın içine girilmekteydi.
Evet, bu noktada en fazla zararı Avrupa'nın gençleri görmekteydi doğal olarak
da Avrupa'nın geleceği zarar görmekteydi.
Avrupa Suriye'den gelen göç dalgasını Türkiye sayesinde engellemesine
rağmen uyuşturucu dalgasını ise engelleyememesinden dolayı uyuşturucu dalgası
ile boğuşmaktadır. Bundan dolayı Salih Müslim ve hizmet ettiği örgütün ne kadar
tehlikeli bir yapı olduğu ülkemizin uyarıları ile dikkate alınmış ve Müslim
tutuklanmıştır.
PKK / PYD kısaca özeti şudur: Masum halkları göçe zorlayan ve
işkence eden bunun yanında illegal yollarla para kazanan dünya nizamına ciddi
manada zarar veren ortadan kaldırılması gereken eli kanlı bir örgüttür. Bu eli
kanlı örgütün savunucusu kimdir ve eli kanlı örgütü nerelerde
savunabilmektedir. Evet, aklımıza gelen
isimlerin en başında Salih Müslim gelmektedir. Salih Müslim bu örgütü
Türkiye'nin geniş öngörüleri sayesinde Türkiye'de hiçbir zaman savunamamıştır.
Maalesef, Avrupa kendisine olan zararın geç farkına vardığı için Salih
Müslim'in propagandalarına karşı çıkmamış ve belli bir süre müsade etmiştir.
Ancak zararın neresinden dönülürse kârdır; bu kârı Avrupa gerçekleştirmiş ve
masum insanları zorla göçe zorlayan, işkence eden, gençlerini zehirleyen zehir
tüccarının baş savunucularından birini tutuklayarak Türkiye'ye iade etme
yolunda ilk adımı atmıştır.
Bu noktada PKK / PYD'ye geçmişte silah yardımı yapmış olan
ABD'de bu durumu tekrar gözden geçirmeli yaptığı silah yardımlarını geri
toplayarak dünya nizamına bu denli zararı dokunan örgütün tasviye sürecinde
haklı ve doğru süreç yürüten ülkelerin yanında olmalıdır. Yoksa dünyada I.
Dünya Savaşı'ndan sonra izlediği yalnızlaşma politikasını korkarım izlemek
durumunda kalacaktır. ABD PKK/YPG'ye sağladığı desteği geri çekmekle itibar
kaybetmez aksine dünyada itibar kazanan bir ülke konumuna gelir. Kısaca, ABD
izlediği politikalar ile gücü nispetinde olumlu politikalar üretmeli ve
böylelikle dünya üzerinde kendini yalnızlığa itmemelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder