29 Mart 2025 Cumartesi

Son Tahlilde

Mantıklı olan neydi? Herkesin mantığının birbirinden bu kadar farklı eylemler sergilemesinin nedeni neydi? Bu ve benzeri durumları tahlil edebilmek için geriye yaslanıp olgunlukla olayları seyr eylemek gerekiyor, belki de.

Saraçhane’de bulunan kişiler yargıya tepki için mi, Cumhurbaşkanına tepki için mi yoksa Ekrem İmamoğlu’nu desteklemek için mi bulunmaktalardı? Peki, geçerli sebeplerden dolayı bulundukları ortam kendilerini gerçekten haklı çıkarıyor muydu? Sadece gözlerini nefret mi bürümüştü?

Geziye destek verenler oradaydı. Gezi meselesi neydi hatırlıyor muyuz? Gezi bir ağaç meselesi değildi. Gezi olayları da Cumhurbaşkanını hedef tahtasına oturtmuş olaylar silsilesinden bir tanesi idi. Gezi yargılamaları da yanlış bulunuyordu ve açıkça hükümetin yönlendirmeleriyle yönetildiği düşünülmekteydi. Peki seçilmiş hükümete bu kadar düşmanca bakış açısı neden oluştu ya da bu algıyı kimler yöneterek masum insanları ve provokatörleri tıpkı Gezi Olayları’nda olduğu gibi Saraçhane’de de sahaya sürdü?

Kendim pişirip kendim yemiyorum. Nedenlerini açıklamaya çalışacağım ancak buradan da görüldüğü üzere ortada şişirilmiş algıları bir şekilde peşinde sürükleyen Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı düşüncesi var.

Bunun nedenini tek taraflı kanallardan beslenme olarak açıklayabilirim. Tek taraflı beslenme nedir? Tek düşünce yapısına sahip kanal, tek fikre sahip insanları takip etme ve arkadaş çevresi. Ağır olacak ama gerçek şu oluyor: “Körler sağırlar birbirini ağırlar.” Durum bu, ötesi olsa; ne Gezi Olayları günümüze kadar gelir ne de terörden yargılanan ve yolsuzluktan hüküm giyen Ekrem İmamoğlu’nun durumu Saraçhane meydanını doldururdu.

Özgür Özel tarafından ana akım medyanın boykot listesine alınması bunun en güzel örneğini teşkil etmiyor mu? Yapılmak istenen; Saraçhanede topladıkları masum gençleri bir hiç uğruna kendin pişir kendin ye demeye mahkûm etmek değil mi? Gözümüzü açmamız lazım. Gözümüzü açıp her önüne konulanı yememiz gerekiyor, gerçek bu. Çünkü özgürlük kisvesi ile kimlerin nerelere yönlendirilmek istendiği belli.

Nereye mi yönlendirilmek isteniyor? Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığına. Peki neden yıllardan beri zihinlere işlemek hatta kazımak istedikleri bu düşmanlığı ardı sıra gelen propagandalar ile işlemekteler. Cevap gayet açık;

-        Suriye Politikası

-        Gazze Politikası

-        Dağlık Karabağ Politikası

-        Davos meselesi

-        Libya Politikası

-        Afrika Politikası

-        Başörtüsü Davası

-        Pkk Politikası

-        Fetö Politikası

-       

Bu politikalar birilerinin çok ama çok canını yaktı. Peki bu politikaların karşılığın da muhalefet hangi politikaları uygulayacaktı:

-        Suriye Politikası: Esad ile işbirliği. Eğer öyle olsaydı kimin ekmeğine yağ sürülürdü. Cevap basit: israil.

-        Gazze Politikası diye bir şey muhalefette var mı bilmiyorum. Sadece siyasi istikbal uğruna kullandıklarını düşünüyorum, ki öyle.

-        Libya Politikasını da gördük; ne işimiz vardı orada. Ne işimiz olduğunu Mavi Vatanımızı koruma altına aldığımızda gördük. Uygulanmasa kimin işine yarardı? Cevap basit: israil.

-        Afrika Politikası var mı muhalefetin? Hiç sanmıyorum.

Görüldüğü üzere gençlerimizi hükümete düşman eden direk kendini belli ediyor. Ondan dolayı diyorum ki muhalif kanaldan yapılan her gösterinin hedefinde Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi var. Çünkü bu kişileri hedefe koyanlar Türkiye üzerinde işlem yapmak isteyen muhterisler. Birilerinin aparatı mı oluyorsunuz yoksa değneği mi gençler? Olmayın.

Bundan dolayı diyorum ki;

-        Cumhuriyet mitingleri, Cumhuriyet elden gidiyor diye yapılmasaydı demokrasi mi elden gidecekti?

-        Gezi olayları yapılmasaydı ağaç mı dikilmeyecekti?

-        Olanlara, yapılanlara göz yumulsaydı da sizin evlatlarınızın yaşayacağı ülkeye ihanet mi edilseydi?

Her duyulana inanmamak doğruluğunu araştırmak gerek. Düşünmek, karar vermek tek yönlü bir eylem değildir. Sizleri sığlaştırmak istiyorlar ve her olayın nedeninde hükümete laf atılmasını sağlamak zorunda bırakmıyorlar, sizlere bunu hissettiriyorlar ki doğru yaptığınıza inanasınız diye.

Uzun lafın kısası; uyanık olmak icap eder. Uyanık olduğunu sanıp uyuyarak hareket edildiğin de herkes açısından çıkan sonuç vahim olur. Çünkü aynı gemideyiz. Çünkü Instagram’da fotoğraf beğenmiyoruz.

29 Mart 2025

İsmail Bal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder