Aşağıda
siyah punto ile yer verdiğim maddeler "1370 Büyüktür 100'den" başlıklı
yazıdan.
- ... "Amacım son 100 yılda Irak
halklarının, Arabıyla, Kürdüyle, Türküyle çok yıprandığını hatta yıpranmaktan
öte insanlarının canlarını kaybettiği bir bölge konumunda kalmasını diğer zorda
kalan bütün coğrafyalarda da istemediğim gibi burada da istemediğim için dile
getiriyorum." ...
- ... "Çünkü kardeşçe 1268 yıl yaşayan
milletin mayası son 100 yılda Allah'ın izni ile bozulmaz, bozulamaz. Sadece
yıpranır." ...
- ... "Bir düşünelim... "Bütün inananlar
kardeştir" ayet-i kerimesi ile 1370 yıldır kardeşçe yaşayan Arabı, Kürdü,
Türkü ayırırsak ne olur? Hatta bunu da aşıp Şii Arap, Sunni Arap, Şii Kürt,
Sunni Kürt... diyerek bir de böyle ayrıma gitsek nasıl olur? Son 100 yılda
olduğundan daha az mı cana kıyılır? Daha fazla mı refah seviyesi artar? Irak'ın
çocuklarına daha güzel bir gelecek mi kalır? Daha fazla birlikteliğimizi pekiştirecek İslam alimi mi yetişir?"...
Olması muhtemel referanduma bakılığında
bölgede ve dünyada destek verenin sadece İsrail olduğu görülmektedir. Peki
Barzani, Filistin'li çocuklara baktığın da İsrail'in politikasının ne olduğunu
görmüyor mu? Ya da Barzani, İsrail'in masum Filistin halkına yaptığı zulümleri
görmüyor mu? Ya ibadet edenlere? Ya da uluslararası hukuk tanımaz bir devlet
olduğunun bilmiyor mu? Ayrıca, son asırda bölge halkının haksızlığa uğradığını
söyleyen Barzani yine son asırda yakın coğrafyadaki din kardeşlerine zulmeden
İsrail tarafından desteklenmesine nasıl bir mana biçiyor? Sadece bunları göz
önüne alsa Barzani, uyguladığı bu politikada destek verenin kim olduğuna baksa
referandumu iptal etmesi için gayet yeterli nedeninin olduğunu görecektir.
Olması
muhtemel referandum olursa, ayrılma kararı çıktığı takdirde destek veren İsrail'in, akabinde illegal referandumu muhtemel ki tanıyacağı düşünülürse; yukarıdaki
siyah puntolu soruları ve cümleleri, İsrail'in
uygulamış olduğu politikaları göz önünde bulundurarak, tekrar dile
getirelim ve düşünelim:
-
Bölgenin (bütünlüğü) mayası daha mı iyiye gider?
-Çocuklara
daha güzel bir gelecek mi kalır?
-Son yüz
yılda olduğundan daha mı az cana kıyılır?
-Daha
fazla mı İslam alimi yetişir?...
Bu
unsurları da göz önünde bulunduran bölge halkının, eğer referandum olursa,
referandumu boykot edeceği düşüncesindeyim.
Irak;
doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle velhasıl büyük bir çoğunluğu ile
müslümandır ve bu bölünme ihtimali ortaya çıktığı anda destek verenin İsrail
olduğu düşünülürse nasıl bir yanlışın içinde olduğunu Barzani anlamalıdır.
Çünkü bölgede bu yanlışın farkında olan bir çoğunluk var ve zamanla giderek
artacaktır. Bundan dolayı Barzani aldığı bu karar neticesinde bölge halkını
riske atmaktadır. Barzani, eğer bölgede belirli yerler üzerinde yönetici ve söz
sahibi ise o yerlerdeki halkların geleceklerini riske atmak için orada
bulunmamalı; o halkların gelecekleri adına doğru politikalar üretmek için
bulunmalıdır. Bunun yolu ise referandumdan katiyetle geçmiyor. Uzun yıllar
siyasetle uğraşan Barzani bölge için çözümsüzlük üretmemelidir. Yanlıştan vazgeçmek
erdemdir; halen vakit varken. Bu konu
sadece Barzani'yi ilgilendirmiyor; Irak halkının, bölge halkının asırlar
sonrasını dahi fazlasıyla ilgilendiriyor.
Ülkemiz bu süreçte, Dış İşleri Bakanlığı aracılığıyla garantörlük teklifi dahil bu
hususun çözüme kavuşturulması için en üst düzey girişimlerde bulunmuştur. Halen
vakit varken Barzani, halkına değer veriyorsa, bu teklifleri değerlendirmeli ve
referandumdan vazgeçmelidir.
Referandumdan
vazgeçilmediği takdirde, süreç içerisinde alınan kararlardan da anlaşıldığı
kadarıyla, gerekli her türlü yaptırımın gerek Irak'ın toprak bütünlüğü için,
gerek Irak'ın içindeki milli ve manevi bağlarımız için, gerekse ülkemizin
menfaatleri için süreç içerisinde gerekli görüldüğünde ve uygun görülen zamanda;
çeşitli yaptırımların ve uygulamaların ne boyutlara ulaşabileceğini meclisten
geçen tezkere ile de millet olarak
anlamış olduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder