9 Nisan 2017 Pazar

Sen Kim Oluyorsun?

    Biz geçmişte, düşmanı denize dökmek için yola çıktık, kendi milletimizi değil! Biz birlik beraberliği güçlendirmek için 16 Nisan'da oy pusulalarının yanına gideceğiz. Bu millete geçmişte yaşatılan zorbalıkları kökünden silmek için 16 Nisan'da oy vereceğiz. Demokrasinin, komşumuzu denize dökmekle güçlenmeyeceğini bildiğimiz için sandık başına gideceğiz.

     Biz esaretimizi kırıp cesaretimizle yaşamaya devam etmek için oy kullanacağız. Atamız Yavuz Sultan Selim Han'ın dediği gibi "cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür" cümlesinin savunucuları olarak oy vereceğiz. 2002'den beri kimse kimseyi denize dökmeyi planlamadı. Planlamadığı için gerek Kürtçe yayın yapan televizyonlar kuruldu gerekse, aynı kıbleye dönüp namaz kıldığımızın vurgusu yapılarak, özgürlükler genişletildi. Etnik bir ayrımcılık yapılmadı çünkü bizim tarihimizde etnik bir ayrımcılık yoktur.  Hatta, Çanakkale'de yaralı düşman askerine yardım eden bir milletiz, biz. Şimdi, sen kim oluyorsun da bu milletin öz evlatlarına, düşmana reva görülen işlemi gerçekleştirme hayalperestliğinin içine giriyorsun, bre basiretsiz!

     Biz Yasin Börü ve arkadaşları gibi kardeşlerimiz katledilmesin, bu toprak parçası üzerinde özgürce ve birbirimizi severek yaşamaya devam edelim diye gönlümüzce evet demeye gidiyoruz. Madem bu sistemin işlevselliğini övüyorsunuz da neden 2002 yılından beri gerçekleştirilen özgürlük ve ekonomik kalkınma adımlarını 2002 yılına kadar gerçekleştiremediniz? Kurulan koalisyonlar fevkalade idi de  millet mi ülkenin gelişmesine engel oldu? Ekmek teknesi lafla yürümez.

     Biz bu vatan toprakları üzerinde yaşayan ve ülkemize yan gözle bakmayan kimseyi denize dökmek istemeyiz. Çünkü atalarımız  zor durumdaki yabancı uyruklu kişilere dahi kucak açmıştır; biz, işte o ataların evlatlarıyız. Gazi Mustafa Kemal'in yurtta barış dünyada barış cümlesinin asıl savunucuları, asıl devam ettiricileriyiz. Sen kim oluyorsun da komşunu denize dökmeyi planlıyorsun.

    Biz, Çanakkale'de bir hilal uğruna ne güneşlerin battığını hatırladıkça tüylerimiz ürperiyor. Şam'dan, Halep'ten, Yemen'den ve bunun gibi nice yerlerden gelen gönül coğrafyamızın evlatlarını sevdiğimizi göstermek için 16 Nisan'da sandık başına gidiyoruz. Biz aynı zamanda rahmetli Türkeş'in Türk-İslam ülküsü için, Erbakan Hoca ve Turgut Özal'ın yönetim hayalini gerçekleştirmek için evet demeye gidiyoruz.   Kimseyi denize dökmek için değil, gönül coğrafyamızın evlatlarını gönlümüzle kucaklayabilmek için oy vermeye gidiyoruz. Biz senin gibi sığ düşünmüyoruz. Düşünmediğimiz için de Türk - Kürt kardeştir aksini söyleyen kalleştir diyoruz.

     Bu seçim, bu sistemin ürettiği terörizme dur demenin seçimidir. Yani, Yasin Börü ve arkadaşlarına sevgimizi devam ettirmenin günüdür, Kürt - Türk kardeştir ve kardeş olarak kalacaktır demenin günüdür, gönül coğrafyamızla gönlen bağlarımızı daha da sıkılaştırmanın günüdür, yurtta barış dünyada barış demenin günüdür. Türkeş'i, Erbakan'ı ve Turgut Özal'ı anmanın günüdür.  

     Bu seçim, komşusunu denize dökmeyi planlayana inat daha güçlü "biz" olmanın, "birlik" olmanın günüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder